Adı Fakir Ama Edebiyatı Zengin

Olkan ÖZYURT 15 Ocak 2015 tarihli Sabah Kitap Eki A’dan Z’ye dosyasında Orhan Kemal ve Yaşar Kemal’den sonra  bu ay Fakir Baykurt’u konuk etti. Görmeyenler ve okumayanlar için dosyayı buraya alıntılıyoruz. İzin için Olkan ÖZYURT’a bir kez daha teşekkür ediyoruz.

“Eserlerinde kırsal kesimdeki Anadolu insanının gözünden, dilinden dertlerini anlattı. Köy Enstitülü yazarlar arasında hep ön plandaydı. Bugün kitapları edebiyatımızın klasikleri arasında yer alıyor. Fakir Baykurt’un kitapları yeniden yayımlanıyor. Önce romanları gelmişti şimdi de öyküleri..Üstelik içlerinde ilk kez gün yüzüne çıkanlar da var.”

Okumaya devam et

Anadolu Uyanışının Yazarı

IMGÖner YAĞCI 9 Ekim 2014 tarihli Cumhuriyet Kitap Eki’nde Fakir BAYKURT’u andı. Öner YAĞCI’ya  yazısı ve izni için çok teşekkür ediyoruz.

“Fakir Baykurt’u 1999’da yitirmiştik. Baykurt, edebiyatın çeşitli türlerinden sunduğu yapıtları, eğitim ve kültür yaşamımıza kattıklarıyla ve emeğiyle aydınlığımızın kıvanç duyduğumuz bir temel taşı. Yarını aydınlatmak için dünü iyi bilmek zorunda olanların sürekli yararlanacağı bir bilge aynı zamanda. Baykurt’un yapıtları ölümünden sonra da büyük bir okur kitlesi tarafından izlenmeye devam ediyor.”

Okumaya devam et

Yepyeni Bir Kitap – Sabır Dağı

IMGTam da Türkiye’ye kesin dönüşe karar vermişlerdi, toparlanıyorlardı. Dosyalar, kitaplar kolilere konmaya başlamıştı. Bir yandan da Antalya’ya yerleşmeye karar verdiler, yavaş yavaş taşınmaya başlamışlardı. Yani kütüphane, çalışma odası büyük ölçüde kolilerdeydi.

Bu arada babam hastalandı, hastaneye yattı. Evdeki hesap çarşıya uymadı, babamı kaybettik. Hastane odasında bir gün “Kitaplarla sen ilgilen Işık!” dedi. Kardeşlerimin de onayı ve desteğiyle başucundaki çekmecede yarım kalan “Eşekli Kütüpheneci”yle işe başladım. O kolay oldu, büyük ölçüde yoluna girmiş dosyaydı, ufak tefek eklemeler çıkarmalar vardı. Roman yayınlandı. Okumaya devam et

Aydınlık Kitap Söyleşisi

KAPAK

BABAM FAKİR BAYKURT

Sevgili Işık Baykurt Türk edebiyatının temel taşlarından Fakir Baykurt’un kızısınız. Klasik olacak, ama yine de sormak istiyorum. Böyle bir babanın kızı olmak nasıl bir duygu?

Taşlar yerine oturduktan sonra, belli bir olgunluğa eriştikten sonra çok heyecan, gurur verici. Ondan öncesi çocukluk çağlarında, doğruyu söylemek gerekirse “Bana ne Fakir Baykurt’tan, bana babam lazım!” diyorsun.

Babanızın asıl adı Tahir. Savaşta ölen amcasının adı veriliyor. Tahir adı Fakir olarak neden değişti. Size nasıl anlattı bunu?

Gönen Köy Enstitüsü’nde öğrencilik yıllarında şiir yazıyor. Halk ozanlarının şiirlerini çok seviyor. Hepsinin birer takma adı var. Kendi adı “Tahir Baykurt.” Çok resmi buluyor, kendine bir takma ad arıyor. O arada bir de Askerlik dersi öğretmeniyle bir tartışması var. Adının anlamını sorup sonrasında biraz dalga geçiyor. Bu olay sonrasında iyice karar veriyor, başka ad bulacak.

Gönen’de bir de fotoğraf makinesi var, arkadaşlarının resimlerini çekiyor, onları ilçeye baskıya yolluyor. Bir seferinde resimler postada kayboluyor. Fotoğrafçı parasını istiyor, babam resimlerin peşinde, resimler ortada yok, parayı nasıl ödesin? PTT ile yazışmalar sonucu her iki tarafın zararı karşılanıyor. Bu yazışmalarda gelen telgraflardan birinde “Fakir Baykurt’un resimleri” yazıyor. PTT’nin yaptığı yanlışlık babama yarıyor, “Fakir Baykurt” adı oluyor. Okumaya devam et

11 Ekim 1955

11 Ekim 1955; Babamız Fakir Baykurt ya 25’inde ya da 26’sında genç bir köy öğretmeni. Bir öykü yazıyor. Adı; “Yılanların Öcü” Bu öykü Demet Dergisi’nde yayınlanıyor.

demet

Demet, aylık eğitim ve öğretim dergisi… Yılanların Öcü hemen aynı yıl roman olarak yayınlanıyor. 2 ya da 3 yıl sonra Yunus Nadi Roman Ödülü nü alıyor. Bu öykü yayınlandiktan tam 44 yıl sonra hayata gözlerini yumdu.

 

Babamızı bu yıl bu küçük öykü, bu büyük romanla anıyoruz.

 

 

Sayfa-6

7

 

 

 

Çok Yaşa Fakir Baykurt

201929 ARPALAR YOLUNURKEN

Dünyaya ne zaman geldim? Önce bunu belirteyim. Zararı yok, öykülerim biraz sırasal olsun. Anam, “Arpalar yolunurken…’ derdi. Hangi ay, hangi gün? İnsanlar doğum günlerini kendisi yazmaz. Ana babası söyler. Okur yazar ise yazar bir yere. Bu gibiler için sorun yok. Ana babası okur yazar olmayan ne yapsın? İlçedeki kütüğe yıllar sonra yazılır onlar. Ölen kardeşin yerine sayılan da olur. Öleni sildirip doğanı yazdırmak zordur. İlçemiz Yeşilova uzak, ilimiz Burdur daha uzak. Posta, telefon, telgraf, bir yazım memuru yok.

Kimliğimde 1929 yazılı. Yıllar yılı olağan saydım bunu. Okuduğum okullarda, sorguya çekildiğim yerlerde, yattığım cezaevlerinde bakardım, arkadaşlarımın doğumları da yalnızca yılıyla yazılıydı.

Okumaya devam et

11 Ekim 1999 – 2013

11 Ekim 2013Merhaba,

Canımız canyoldaşımız Fakir Baykurt’u; o güzel insanı, bu yıl da tüm sevgimizle, özlemimizle ve kendi kaleminden bir yazıyla anıyoruz.

 HER KOŞULDA YAZABİLMEK

Kapitalizmin üstümüze çöken ağırlığı altında, yeterince ünlü olmayan gençlerin başarılı ürün veremeyeceği kanısına saplanmak doğru değildir. Yazar olacak, yada olmuş insana gönlünce çalışacağı koşullar her yerde her zaman verilmiyor. Kalem, çok eski zamanlardan beri savaşım aracıdır. Yazmak savaşımdır. Bütün savaşımlar gibi zordur. Çok rizikoludur. Kapatıldığı zindanda nerdeyse çeyrek yüzyıldr yatan Nelson Mandela’yı düşünün. Sanatçının yaşamıyla yapıtları arasındaki ilişki kesin. Politik düşüncelerinden, çalışmalarından ötürü değil sadece, aynı zamanda şiirlerinden ötürü yatıyor Mandela.

Okumaya devam et

Köy Enstitüsü

Alıntıla

 

resim8

Köy Enstitüsü benim için olağanüstü bir fırsat oldu. İlkokulu bitirdikten sonra gidebileceğim başka bir okul yoktu. Ailemin gücü yetmezdi. Ben okumak istiyordum. Enstitü benim gibi köy çocuklarını çağırıyordu…

Fakir Baykurt –